Mezopotamya'nın kadim şehrinin binlerce yıllık hikayesi
Binlerce yıllık tarihiyle Nusaybin
Nusaybin, Mezopotamya'nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Arkeolojik bulgular, bu bölgedeki yerleşimin M.Ö. 4500 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Bereketli Hilal'in merkezinde yer alan Nusaybin, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle birçok uygarlığın hakimiyet kurmak istediği bir bölge olmuştur.
Antik dönemde "Nisibis" olarak bilinen şehir, Asurlular, Babiller, Persler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi büyük imparatorlukların yönetimi altında kalmıştır.
İpek Yolu üzerinde bulunması nedeniyle tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi olan Nusaybin, aynı zamanda önemli bir kültür ve bilim merkezi olarak da ün kazanmıştır.
Tarih Çizelgesini GörüntüleÖnemli dönemler ve dönüm noktaları
Arkeolojik bulgular, Nusaybin bölgesinde ilk yerleşimlerin M.Ö. 4500 yıllarında başladığını göstermektedir. Bölge, Mezopotamya'nın bereketli topraklarında gelişen ilk tarım toplumlarına ev sahipliği yapmıştır.
Nusaybin, Asur İmparatorluğu'nun önemli şehirlerinden biri haline geldi. Bu dönemde şehir, "Naşibina" olarak adlandırılıyordu ve Asur'un batıya açılan önemli bir ticaret kapısıydı.
Asur İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Nusaybin, önce Babil İmparatorluğu'nun daha sonra da Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına girdi. Persler döneminde şehir, İpek Yolu üzerindeki stratejik konumunu korumaya devam etti.
Büyük İskender'in fethinden sonra Helenistik kültürün etkisi altına giren Nusaybin, daha sonra Parth İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Bu dönemde şehir, "Nisibis" olarak anılmaya başlandı.
Roma İmparatorluğu döneminde Nusaybin, doğu sınırındaki en önemli garnizon şehirlerinden biri haline geldi. İmparator Septimius Severus tarafından "Colonia Septimia Nisibis" adıyla Roma kolonisi ilan edildi. Bu dönemde şehir, Roma'nın doğudaki Sasani İmparatorluğu'na karşı en önemli savunma noktalarından biriydi.
Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun bir parçası olan Nusaybin, bu dönemde Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri haline geldi. 4. yüzyılda kurulan Nusaybin Okulu, teoloji ve felsefe alanında Doğu Hristiyanlığı'nın en önemli eğitim kurumlarından biri oldu.
Hz. Ömer döneminde İslam orduları tarafından fethedilen Nusaybin, sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Artukoğulları, Eyyubiler ve Akkoyunlular gibi çeşitli İslam devletlerinin yönetimi altında kaldı. Bu dönemde şehir, İslam kültür ve medeniyetinin önemli merkezlerinden biri haline geldi.
Yavuz Sultan Selim'in 1514 yılındaki Çaldıran Seferi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine giren Nusaybin, 20. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı yönetiminde kaldı. Bu dönemde şehir, farklı din ve kültürlerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir yapıya sahipti.
Lozan Antlaşması ile belirlenen sınırlar çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası olan Nusaybin, günümüzde Mardin iline bağlı bir ilçe merkezi olarak varlığını sürdürmektedir. Şehir, Suriye sınırında yer alması nedeniyle stratejik önemini korumaktadır.
Tarihteki rolü ve etkileri
Nusaybin, tarih boyunca İpek Yolu üzerinde stratejik bir konuma sahip olmuştur. Doğu ile Batı arasındaki ticarette önemli bir durak noktası olan şehir, bu sayede zenginleşmiş ve kültürel alışverişin merkezi haline gelmiştir.
4. yüzyılda kurulan Nusaybin Okulu, Doğu Hristiyanlığı'nın en önemli eğitim kurumlarından biri olmuştur. Teoloji, felsefe, tıp ve edebiyat alanlarında eğitim veren bu kurum, birçok önemli din adamı ve bilim insanı yetiştirmiştir.
Nusaybin, tarih boyunca farklı imparatorlukların sınırında yer almış ve bu nedenle stratejik öneme sahip olmuştur. Roma-Sasani, Bizans-İslam, Osmanlı-Safevi gibi büyük güçlerin sınır bölgesinde bulunması, şehrin tarihsel gelişimini derinden etkilemiştir.
Nusaybin, İslam öncesi dönemde önemli bir Hristiyanlık merkezi, İslam'ın yayılmasından sonra ise önemli bir İslam kültür merkezi olmuştur. Farklı dinlerin bir arada yaşadığı şehir, dini hoşgörünün ve çokkültürlülüğün sembollerinden biri olmuştur.
Şehrin yetiştirdiği veya şehirle bağlantılı önemli isimler
Süryani Kilisesi'nin en önemli ilahiyatçılarından ve şairlerinden biri olan Aziz Efrem, Nusaybin'de doğmuş ve Nusaybin Okulu'nda eğitim görmüştür. "Süryanilerin Peygamberi" olarak da anılan Efrem, Hristiyanlık tarihinde derin izler bırakmıştır.
4. yüzyılda yaşamış önemli bir Hristiyan piskopos olan Nusaybinli Yakup, Nusaybin Okulu'nun kurucusu olarak bilinir. İznik Konsili'ne katılan Yakup, Nusaybin'in Sasaniler tarafından kuşatılması sırasında şehrin korunmasında önemli rol oynamıştır.
Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in oğlu olan ve Şii İslam'da dördüncü imam olarak kabul edilen Zeynel Abidin'in mezarının Nusaybin'de olduğuna dair rivayetler bulunmaktadır. Bu nedenle Nusaybin'deki Zeynel Abidin Camii ve Türbesi, önemli bir ziyaret yeridir.
Geçmişten günümüze ulaşan mimari mirası
4. yüzyılda inşa edilen ve günümüze kısmen ulaşan Mor Yakup Kilisesi, Nusaybin'in en önemli tarihi yapılarından biridir. Nusaybinli Yakup tarafından yaptırılan kilise, Mezopotamya'nın en eski Hristiyan yapılarından biridir.
Zeynel Abidin'in adını taşıyan bu cami ve türbe, Nusaybin'in en önemli İslami yapılarındandır. Caminin ilk yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, türbe kısmının çok eski olduğu düşünülmektedir.
Roma döneminden kalma ve hala ayakta duran köprü, Nusaybin'in Roma İmparatorluğu dönemindeki önemini gösteren önemli bir eserdir. Köprü, Nusaybin'i Suriye'deki Kamışlı'ya bağlamaktadır.
Roma ve Bizans dönemlerinden kalma sur kalıntıları, şehrin tarihsel önemini yansıtan diğer önemli yapılardır. Bu surlar, tarih boyunca şehrin güvenliğini sağlamış ve birçok kuşatmaya tanıklık etmiştir.
Binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası yakından görmek için Nusaybin'i ziyaret edin.
Daha Fazla Bilgi Al